Tanıtım
Genel Bilgiler
Hizmetlerimiz
Koruyucu Hekimlik
Anabilim dalımızda profesyonel ve amatör dalgıçlara dalışa başlamadan önce ve düzenli aralarla sağlık kontrolleri yapılmaktadır. Bu muayenelerde dalışa uygunluk raporları verilmektedir. Amatör dalıcılar için zorunlu olmayan bu muayeneler profesyonel dalgıçlara “Profesyonel Dalgıç Balıkadam Yönetmeliği” uyarınca mesleğe başlarken ve 2 yıllık aralarla zorunludur. Milli Savunma Bakanlığı’na bağlı dalgıç yetiştiren kurumlarla iş birliği içinde dalış planlanmaları yapılıp, özellikle 40 metreden daha derine dalış gerektiren durumlarda Sualtı Hekimliği desteği verilmektedir.
Dalgıç Tedavi Hizmetleri
Bulunduğumuz bölge itibari ile dalışa bağlı ortaya çıkan başta dekompresyon hastalığı (vurgun) olmak üzere barotravmalar, disbarikosteonekroz gibi birçok sualtı hastalığı anabilim dalımızda yatırılarak ya da ayaktan tedavi edilmektedir.
Hiperbarik Oksijen Tedavisi Hizmetleri
Dalışa bağlı olmayan, bir kısmı ağır birçok hastalıkta da basınç odasında Hiperbarik Oksijen Tedavisi gerek ana tedavi, gerekse yardımcı tedavi olarak uygulanmaktadır. CO zehirlenmesi ve duman inhalasyonu, diyabetik ayak gibi iyileşmesi problemli yaralar, kronik osteomiyelitler, radyonekrozlar, gazlı gangren gibi yumuşak dokuların nekrotizaninfeksiyonları, ezilme ve sıkışmalara bağlı organ yaralanmaları, yanık, donuk, ani işitme ve görme kayıpları bu hastalıkların başlıcalarıdır.
Kronik Yara Konseyi
Kronik yaraları bulunan hastaların tanı ve tedavisinde multidisipliner yaklaşımın gereği olarak, haftada bir gün genel cerrahi, kalp damar cerrahisi, plastik ve rekonstriktif cerrahi, infeksiyon hastalıkları, endokrinoloji, ve ortopedi kliniklerinden uzmanlar anabilim dalımızda bir araya gelerek hastaları değerlendirmektedirler.
Yatarak Tedavi
Gerek dalışa bağlı hastalıklarda, gerekse hiperbarik oksijen tedavisine ihtiyaç duyan diğer endikasyonlarda hastalarımız kliniğimizde yatarak da tedavi görmektedirler. 3 yatak bulunan servisimizde doluluk oranı % 100 ile % 80 arasında değişmektedir.
Hiperbarik Oksijen Tedavisi Nedir?
Hiperbarik Oksijen Tedavisi (HBOT) kapalı bir basınç odasında tümüyle basınç altına alınan hastaya aralıklı olarak % 100 oksijen solutmak suretiyle uygulanan medikal bir tedavi yöntemidir.
Hastalar basınç odasına girdikten sonra kapılar kapatılır ve içeri hava verilerek odanın basıncı artırılır. Atmosfer basıncının 2-2.5 katı basınca ulaştığında basınçlandırma işlemi durdurulur ve tedavi bu basınçta sürdürülür. Hastaya maske, başlık veya endotrakeal tüp vasıtası ile %100 oksijen solutulur. Aynı zamanda hastalar dışarıdan da monitörler ile basınç odası operatörü ve doktor tarafından takip edilmektedir. Hastalar basınç odası içinde 2 saat kalmaktadır. Basınç odasında tedavi yapılabilmesi için bir uzman hekim, 1 operatör, ve basınç odasında tedaviye eşlik eden, acil durumlarda hastaya ilk müdahaleyi yapabilecek bir iç yardımcı hemşire tedaviye eşlik etmelidir.
Tedavi esnasında hastalar neler hisseder?
Basınçlandırma esnasında hastalar uçak yolculuklarındaki gibi kulaklarda bir dolgunluk hisseder. Hastalar bu esnada kulak açma manevralarını yapmalıdırlar. Yani yutkunarak, ya da burnu kapatıp kulaklara doğru hava üfleyerek orta kulaktaki basıncı dış basınçla eşitlemeye çalışırlar.
Tedavinin yan etkisi var mıdır?
En sık görülen yan etki basınç değişikliğinin kulak ve sinüslerde yaptığı etkidir. Bu durum tehlikeli olmayıp, basınç eşitleme yöntemlerinin öğrenilmesiyle önlenebilir. Diğer yan etkiler oldukça nadir görülmekte olup, oksijen toksisitesi, pnömotoraks (akciğerdeki hava dolu kapalı alanların yırtılması) ve geçici miyopi olarak sıralanabilir.
Hiperbarik Oksijen Tedavisi (HBOT) nasıl etki eder?
HBOT sırasında hastaların plazmasında yüksek miktarda oksijen çözünür ve dokulara taşınan oksijen miktarı artar. Yüksek oksijen düzeyi bazı bakterilerin (anaerobik) üremesini durdurur. Lökosit aktivasyonu güçlenir ve yara iyileşmesinde vücudun enfeksiyonlarla başa çıkmasına destek olur. HBOT ile bazı antibiyotiklerin etkinliği artar. Ödemi azaltır. Yara bölgesinde yeni damar oluşumunu (angiogenesis) destekler.
Eğitim Hizmetlerimiz
Ege Üniversitesi Urla Denizcilik Meslek Yüksekokulu Sualtı Teknolojileri Programı’nda ‘’Dalış Sağlığı’’ ve ‘’Hiperbarik Sistemler’’ konulu 1. ve 2.sınıf dersleri kliniğimiz uzmanları tarafından verilmektedir.
Sağlık Bilimleri Üniversitesi İzmir Tıp Fakültesi 29 Haziran 2020 tarihinde kurulmuş olup öğrencilerimiz 4., 5., ve 6. sınıf eğitimlerini, yapımı 2022 yılında tamamlanması planlanan İzmir Bayraklı Şehir hastanelerinde sürdüreceklerdir. Şehir Hastanelerinde de donanımlı akademik kadromuz ile kaliteli, yenilikçi, bilimsel ve etkin eğitimimizi sürdürüp mesleğini en iyi icra edebilen, dürüst, etik ilkelere bağlı, yenilikleri takip eden, araştırmacı ve katılımcı iyi hekimler yetiştirmek en büyük hedefimizdir.
Tarihçemiz
Ülkemizde Gölcük Serbest Çıkış Kulesi ile Dalgıç Okulu’ndaki sualtı çalışmalarına bazı hekimlerin katıldıkları bilinmektedir. Ancak ülkemizde hiperbarik tıbbın tarihçesi asıl olarak Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Çubuklu Kurtarma Sualtı Komutanlığı ile İstanbul Tıp Fakültesi Tıbbi Ekoloji ve Hidroklimatoloji Kürsüsü arasında 1976 yılında imzalanan bir protokol ile başlamıştır. 1980 yılında Türkiye’de ilk Sualtı Hekimliği konulu tez yayınlanmış ve İstanbul Tıp Fakültesi öğrencilerine sualtı fiziği, sualtı fizyolojisi ve sualtı kliniği konulu dersler verilmeye başlanmıştır. 1981 yılında düzenlenen toplantı sonrası Sağlık Bakanlığı uzmanlık tüzüğünde o zamana kadar “Deniz Tababet,” olarak anılan uzmanlık dalı, “Deniz ve Sualtı Hekimliği” olarak değiştirilmiştir. 1983 yılında İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesinde Sualtı Simpozyumu bu konudaki ilk ulusal bilim toplantısı olarak düzenlenmiştir. 1984 yılında İstanbul Tıp Fakültesi’nde Sualtı Hekimliği Bilim Dalı ve GATA’da Haydarpaşa Hastanesi’nde Deniz ve Sualtı Hekimliği Anabilim Dalı kurulmuştur. 1989 yılında ise İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi’nde Deniz ve Sualtı Hekimliği Anabilim Dalına dönüştürülmüştür. Böylece dalgıç ve balıkadam muayenelerinin yanı sıra diğer hastalıklarda HBOT uygulamalarına da başlanmıştır. 2001 yılında ise Ankara GATA’da “Sualtı Hekimliği ve Hiperbarik Tıp” kurulmuştur.
15 Temmuz 2016 tarihinde gerçekleşen hain darbe girişimi sonrasında 31 Temmuz 2016 tarihli ve 29787 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan 669 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile 15 Temmuz 2016 tarihi öncesi dönemde Gülhane Askeri Tıp Akademisi (GATA)ninve Haydarpaşa Askeri Tıp Fakültesi Sualtı Hekimliği ve Hiperbarik Tıp alanında icra ettiği bilimsel araştırma, kurs ve eğitim faaliyetleri Sağlık Bilimleri Üniversitesi Gülhane Tıp Fakültesi/ Hamidiye Tıp Fakültesi Sualtı Hekimliği ve Hiperbarik Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı bünyesine devredilmiştir.Ülkemizde “Sualtı Hekimliği ve Hiperbarik Tıp” uzmanlık eğitimi ise günümüzde ikisi Sağlık Bilimleri Üniversitesi bünyesinde olmak üzere toplam üç tıp fakültesinde sürdürülmektedir. Tıpta Uzmanlık Kurulu tarafından son olarak 15.11.2017 tarihinde güncellenen “Sualtı Hekimliği ve Hiperbarik Tıp” uzmanlık eğitimi çekirdek müfredatına göre uzmanlık eğitimi 3 yıl sürmekte olup, toplam 5 ay olmak üzere birer ay süre ile Anesteziyoloji ve Reanimasyon, Yoğun Bakım, Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji, Göğüs Hastalıkları, Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları rotasyonları uygulanmaktadır.
Ülkemizde başta İstanbul, Ankara, İzmir, Antalya, Konya, Bursa olmak üzere toplam 22 ilde en az bir “Sualtı Hekimliği ve Hiperbarik Tıp” merkezi bulunmaktadır. İzmir’de ve Tüm Ege bölgesinde Eğitim ve Araştırma Hastanesi bünyesinde bulunan 2016’da faaliyete geçen, 2019’a kadar tek merkez olma özelliği olan Sağlık Bilimleri Üniversitesi ile afiliye İzmir Bozyaka Eğitim ve Araştırma Hastanesi’dir. Mevcut halde klinik İzmir’de bulunan tek kamu kuruluşudur. İzmir ilinde başka herhangi bir üniversite ya da eğitim araştırma hastanesinde basınç odası bulunmamaktadır.
Kliniğimizde, çok kişilik basınç odasında aynı anda oturarak 12 hasta veya aynı anda 2 sedyeli hasta tedavi kapasitemiz mevcuttur. Hastanemiz bünyesinde Yanık birimimizde aynı zamanda tek kişilik basınç odası da bulunmaktadır. 3 yatak kapasiteli yataklı servisimizde yatışı gereken hastaların takip ve tedavileri için avantaj sağlar.
Kliniğimizde 3 yıllık süreçte toplam 771 hasta çeşitli tanılarla tedavi edilmiştir. Bu dönemde hastalara uygulanan toplam seans sayısı ise 1285’tir.